"Bütün ruhlar Günü"

Taycanın Hollandalılardan pek bir farkı olmasa da bazen Tayland'da Hollanda'da kolay kolay deneyimleyemeyeceğiniz bir şey yaşarsınız.

"Bütün ruhlar Günü"

Yumuşak bir ses, "Gel Hans," dedi. Beni sabah saat ikide uyandıran eşimdi. Hemen kalktım çünkü o gün eşimin hazırlık yaptığını görmüştüm, yani benden ne istendiğini biliyordum.

Yeni aydı ve ağustos/eylül aylarında ölen aile üyeleri anılıyor. Ve bazı nedenlerden dolayı bunun gece yarısı gerçekleşmesi gerekiyor. Dışarıya doğal olarak aysız geceye çıktık ama hâlâ yağmur mevsimi olmasına rağmen yıldızlar gökyüzünde parlıyordu. Ortam tamamen sessizdi ve rüzgar tamamen yoktu.

Yanımızda yiyecek ve kabuk şeklinde bükülmüş muz yapraklarına sarılmış çiğneme tütünüyle dolu büyük bir sepet vardı. Kalın dalları olan büyük bir çalı seçildi ve kaseler bu dalların ikisi dışında hepsine yerleştirildi. Yere bir kase yemek ve bir de çiğneme tütünü konuldu ve içlerine su döküldü. Daha sonra yanan bir mum toprağa atıldı ve iki tütsü çubuğu yakıldı. Karım kavuşturduğu elleri arasında böyle bir tütsü çubuğuyla bazı iyi dilekler mırıldandı ve ben de karşı tarafa sözsüz bir dua gönderdim. Tütsü çubuklarını toprağa sapladıktan sonra tekrar yattık.

Açık olmak gerekirse, bu ne atalara tapınma ne de ruhları yatıştırma çabasıydı. Sadece ölen ebeveynlerimiz ve diğer sevdiklerimiz için bir anma töreniydi.